25 Mart 2016 Cuma

Birdman


Filmi izledikten sonra sevip sevmediğime bir türlü karar veremedim.Hem popülariteyi bu kadar eleştirip hem de bu kadar içinde olmak istemek..Bir oyuncunun Sinema sayesinde tanınıp ünlü olması ve ilgiye alışması.Daha sonra kendine yer bulamadığı filmler yerine Tiyatro sahnesini seçip daha az kitleye hitap etmesi.Ama yinede başarmayı istemesi ve bunun hem çevresindekilere karşı hem de kafasında savaşını vermesi.Önemsizmiş gibi göründüğü halde aslında tanınmanın ve sevilmenin değerini vurguluyor.Tabii sanat yalan oluyor o arada.Tüm bunları vurgularken araya başka şeylerde koyarak sadece eleştiri yapmadığını göstermeye çalışmış yönetmen ama pek olmamış.Bıraksaydı da o tat da devam etseydi.İllaki herkese hitap edicem , herkes izlesin yanılgısına kendisi de düşerek kendi kalesine gol atmış.Oyuncunun yaşadığı o bunalımlı bölümlerinin başında acaba o telekinezi yeteneği var mı diye düşündürüyor ama çabuk uyandırıyor.Bardaki eleştirmen ve oyuncunun arasında ki diyaloglar da geçen ‘Sen aktör değilsin sadece ünlüsün ’ lafı filme cuk oturmuş.Michael Keaton'un oynadığı Batman karakterine gönderme yapılmış galiba Birdman karakteriyle.Oyuncu Michael Keaton iyi iş çıkarmış ama karşısında ki Edward Norton da harikaydı.Bu yıl ki Oscar da şansı var mı derseniz maalesef abartıldığı kadar iyi değil film.
Konusu ;
Riggan ; yıllar önce seri film haline gelmiş süper kahraman filmi olan Birdman ile tanınan bir oyuncudur.Artık eski populeritesi olmadığı için kendisini Tiyatro sahnesinde kanıtlamaya çalışır.Eski bir kitaptan oyun sahnelemeye karar verir ve baş rolünde de kendisi oynayacaktır.Oyundakilerden birini özellikle yaralanmasına sebep olur sırf oyunculuğunu beğenmediği için.Yerine biraz sorunlu bir tip de olsa Mike gelir.Riggan başta onu çok beğensede sahnede gerçekten içki içmesi ve sorunlar çıkarmasına sinir olur.Bir de üstüne onun ününün gerisinde kalınca iyice bozulmaya başlar.Çünkü bu onun oyunudur ve parlaması gereken kişi de o olmalıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder