8 Temmuz 2016 Cuma

Gadjo Dilo


‘’çok uzun süre yollarda yürüdüm.
mutlu çingenelere bile rastladım. ‘’


 Tony Gatlif filmi izleyince doğal olarak kendini yola vurma isteği doğuyor insanın içinde bir anda.Nereye gideceğin,kimlerle tanışacağın belli olmayacak sen sadece gideceksin.Bu filmi de bilmeyen yok ama ben yeni izledim işte kusuruma bakmayın,ama en azından izleyebildim.Özgür ruhlu insanlar ve müzik bir araya gelince harika bir yapım çıkmış yine ortaya.Transylvania filminde de çingeneler vardı malum yönetmen de bir çingene olduğu için kendi köklerini anlatmış doyasıya anlayacağınız.



Arkadaşının ölümünü votka ile kutsayıp,mezarına başında göbek atan birini görmek isterseniz bu film kaçmaz.Hele hele o müzikleri yok mu resmen büyülüyor insanı.Bütün dışlanmışlıklarına,ayrımcılığa yada insanlar tarafından direkt hırsız diye aşağılanmalarına,yoksulluklarına rağmen neşelerinden hiçbir şey kaybetmeyen bu insanları görmeniz gerek mutlaka.Hele Stephane’nın dillerini bilmediği halde sadece samimiyetlerine güvenip onlarla yaşamaya başlaması görülmeye değer.

 Konusu ;

Stephane babasının hasta yatağında ölümü beklerken sürekli dinlediği kasetteki kadını bulmak için yola çıkar.Sokağa çıkma yasağının olduğu bir akşam kalacak yer bulamaz ve onu yolda bulan Isidor kendi evine götürür.Oğlu hapse atılan Isidor onu kendi oğlu yerine koyar.Kendilerinden olmayana Gadjo diyen köylüler onu sabah Isidor’un evinde görünce hırsız zannederler.İsidor durumu açıklar ve Stephane’ın Fransız misafiri olduğunu,dillerini öğrenmek için köyde olduğunu söyler.Isidor kasetteki sesi tanıdığını ve onun yanına götüreceğini söylediği için Stephane kalmayı kabul eder.Köyde tanıştığı Sabina ile de iyi anlaşan Stephane bir süre onlarla kalmaya karar verir.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder