29 Mayıs 2016 Pazar

She Was Pretty

Çocukluğunda herkesin gözdesi olan bir kızın ergenlik döneminde babasının genlerinin gazabına uğraması ve suratının kızarıp,çillenmesi nasıl bir etki yaratır üstünde.Tabii ki iyice kendini boşlaması ve hiç özen göstermemesiyle sonuçlanır.Daha küçük bir kızken saçını düzleştiren bir kızken erkek gibi giyinen,makyaj yapmayan ve gayet rahat bir kız haline gelir.Ailesinin iflas etmesi sonucu kendi çabasıyla okuyan ve istediği gibi bir iş bulabilmek için uğraşıp duruyor.En yakın arkadaşıyla aynı evde yaşıyor ve izleyen herkesi kıskandıracak bir dostlukları var.Dizide en sevdiğim şeylerden biri de bu iki kızın dostluğuydu.Ne yaşarlarsa yaşasınlar birbirleri için fedakarlık yapmaktan da vazgeçmiyorlar.
Çocukluk aşkını çirkin olduğu için arkadaşıyla buluşturan kişinin hikayesi zaten daha önce kullanıldı.Buraya kadar klişe gibi duruyor ama adamı daha sonra kendi patronu olarak karşısında bulunca ortaya komik durumlar çıkıyor.Tam istediği gibi ofis insanı olmuşken,şirketin dergisinin 20.yıl özel sayısı için iş temposu fazla olunca kızımız hiç anlamadığı kadın dergisi işine girmiş olarak bulur kendini.3 ay sonra kendi bölümüne geçmesine izin vardır ama bu dönemde hem ilk aşkı olan adamla hem de anlamadığı moda dünyası ile baş etmek zorundadır.Başlarda saçma bulur,küçümser moda dünyasını ama arkadaşı ona başka bir yönünü gösterir.’Nasıl başka mesleklerin de kendi içinde terimleri varsa moda dünyasının da var neden küçümsüyorsun ki bu da bir iş.
Kendini arkadaşı sayesinde eğitir ama eski aşkı bıraktığı gibi olmayınca bir çok zorluğa dayanır.Gayet otoriter ve kaba bir şekilde çalışanlarla konuşan patronları herkesi rahatsız eder.Tabii bunun sebebinin üzerindeki baskı olduğu anlaşılır.Dergi rakibi olan bir diğer dergiyi geçemezse 20.yıl sayısı onların son sayısı olacak ve dergi kapanacaktır.Her sayı için özenle uğraşırlar ama birbirleri ile de eğlenmeyi de bilirler.
Tabii olay sadece dergi olayı değil , kızımızın çocukluk arkadaşı tanıştığı kızı tesadüfen tekrar görünce peşini bırakmaz.Kız da her zor anında çocuğu karşısında görünce kalbine söz geçiremez.Bu arada asıl kızımız dergide yeni tanıştığı editör ile çok iyi arkadaş olur.Ben kesinlikle Editörden yanaydım , çok tatlıydı çünkü.Böyle bir sevimlilik,tatlılık yok.Kızı daha ilk gördüğü andan itibaren beğenen ve sürekli onunla vakit geçirmek için elinden geleni yapan bir adamdı.Ne olursa olsun hep yanında oldu ve nasıl da güzel bir aşıktı bayıldım.Çok komik ve eğlenceli bir diziydi ben 2 günde bitirdim.Tabii sonunda şu sevdiğini bekleme,uzaktan ilişki yürütme klişesi sona eklemeselerdi daha iyi olurdu ama onu da tatlıya bağladılar.Üstelik sonunda gizemli yazarı da yanlış tahmin etmem daha bir sevindirdi beni..
Not = Dizi Türkiye’ye uyarlanacakmış ve adı ‘Seviyor Sevmiyor’..Tanıtımını görür görmez saçlardan tanıdım ve Zeynep Çamcı çok güzel bir seçim olmuş.Gökhan Alkan boy yüzünden yanında sırıtacak büyük ihtimalle ama umarım güzel olur.Sevdiğim editör karakteri için Yiğit Kirazcı da iyi bir seçim, ne diyelim hadi hayırlısı…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder