18 Şubat 2017 Cumartesi

Ekşi Elmalar

Vizontele ve Kelebeğin Rüyası gibi görsel şöleni bol filmlerden sonra efektlere teslim edilmiş bu vasat filmi biri abana açıklasın. Resmen Yılmaz Erdoğan’ın tembelliğine denk gelmiş yapım. Sahneler o kadar sırıtıyordu ki çekimler bittikten sonra oturup beğenmiş mi acaba yaptığı filmi. Basit bir hikaye anlatmış üstelik ne vardı yani en azından görselliğe önem verseydi. Senaryo da bir o kadar vasattı ayrıca. Oyunculuğa gelince Songül ve Şükran da köylü kızı tipi vardı ama yaşları oynadıkları karakterlere hiç uygun değildi. Hele Songül Öden 40 yaşında bir kadınken, öyle bir zamanda evlenme çağında kızını oynatmak ne kadar zekice bilemedim.
Yılmaz Erdoğan’ın bir röportajına denk geldim filmi izledikten sonra popüler oyuncu seçmem falan demiş, gel de inan şimdi. Hakkari de geçen bir hikaye çekiyorsun ve gram şive yok. Aralara ayıp olmasın diye Kürtçe kelimeler koymuş ama dili bilmeyen bakıyor öylece çünkü altyazı yok. Bir ara Kürtçe şarkı sahnesi vardı ama onu da kısa kesip geçiştirdiler.Ben sevemedim filmi ama bazı kişiler sonunda ağladık falan dedi inanamadım,saçmalıyor resmen.Nesine ağlanır ki bu filmin. Sert bir babanın sonunda kızlarına muhtaç olması etkilemiş diyeceğim ama o kadar hızlı ilerliyor ki hikaye o duyguyu da veremiyor ne yazık ki film.Bence Yılmaz Erdoğan’a yakışmayan bir film olmuş ama sırf meraktan izlenilebilir.
Konusu ,
Hakkari de Belediye Reisliği yaptığı için herkes tarafında Reis diye çağrılır Aziz Bey. Çevrede elma bahçeleri ve 3 güzel kızın babası olarak da tanınır ayrıca. Kızlarını kolay kolay kimseye vermez ve insanlarda onun sertliğini bildiğinden pek yanaşamazlar. Kendi bildiğinden şaşmayan ve kimseyi dinlemeyen Reis kızlarına bu yüzden hayatı zindan eder. Kızlar kendi sevdikleri adamlara varabilmek için çok uğraşırlar ama babalarını ikna etmek hiç kolay olmaz. Seçimleri kaybetmesi ve meyve bahçelerinin durumu da kötüye gitmeye başlayınca kızların durumu daha da çekilmez bir hal alır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder