29 Temmuz 2017 Cumartesi

A Man Called Ove

Huysuz bir adamın hikayesinin anlatıldığı yapımı izlerken yer yer kendimi buldum vallahi. Düzene ayak uydurmayanların peşinden koşan ve sorumsuzluğa dayanamayan bu adam kesinlikle izlenmeli. Ölen karısının mezarına her gün ellerinde çiçeklerle gidip gününü anlatması zaten içinde bir güzellik barındırdığının habercisiydi. Hayatı boyunca sevdiği herkesi kaybeden bu huysuz adam eşinin kıyafetlerini inatla kaldırmaması ve ondan bir türlü vazgeçememesi artık pes ettiğinin göstergesi. Her intihar girişimin de geçmişine dair anlatılan hikayesiyle daha da sevdiriyor kendini. Bu intihar girişimleri yeni gelen komşuları tarafından her defasında bölününce de yaşamaya istemeden de olsa devam ediyor.
Babasının çocukken ona dediği “bazen insan yaptığı şeyin doğru olduğunu bilmez, sadece hisseder. belki de acıyla ilişkilidir" sözü onun hayatının önemli anlarından biri. Çünkü ona huysuz denmesinin en önemli sebeplerinden birisi de dürüst olması. Kimin için ne düşünüyorsa söylüyor ve gayet rahat bu konuda. Başına gelen tüm olayları da abartmadan yaşıyor; hatta araba sürmeyi öğrettiği komşusu sürekli çok zor diye yakınınca sanki beyin ameliyatı yapıyorsun diye azarlıyor ama hayattaki diğer başarılarını da anlaması için de yardımcı oluyor. Bu huysuz adam bir klişeye de kurban gidiyor tabii ki; kopan intihar ipini aldığı yere götürmek gibi. Ama zaten bu huysuzun hayatın tüm sıradanlığına karşı verdiği tepkileri anlatıyor film. Bence kesinlikle izlenmesi gereken filmlerden.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder