31 Ağustos 2018 Cuma

Happy End


Beğenerek izlediğim Isabella Huppert olur da üstelik bir Michael Haneke filminde izlememek olabilir miydi? Film biraz tiyatro havasındaydı, bölüm bölüm bir şeyler oluyor ve biz sonuçlarına şahit olarak neler olduğunu tahmin ediyoruz. Birbirleriyle çok da iletişim içinde olmayan bir ailenin karşılaştıkları olaylar karşısında verdikleri tepkiler, vurdumduymaz halleri, bazen de çocuklarıyla bağ kurma çabaları anlatılıyor filmde.


Her karakter ince ince işlenmiş sanki. Hepsinin başka bir derdi ve çabası var. Evin büyük torunu Pierre kendini işe yaramaz hissediyor ve bu yüzden de asabi, bir sahne de şarkı söyleyip dans ettiği sahne var ki gerçekten çok ilginçti. Küçük torun Eve, annesi rahatsızlanınca babası ve ailesi ile yaşamak için geldiği eve ayak uydurmaya çalışıyor. Bence filmin en izlenilesi ilginç karakteriydi. Anne karakteri ise Isabella Huppert canlandırmasında da anlaşılacağı gibi buz gibi bir kadın. Babasının işlerini devralmış ve başarılı ile sürdürebilmek için çabalayan ve aynı zamanda ailesine de vakit ayırmaya çalışan bir kadın. Evin babası zaten filmin ana noktası, her sahnesi olay ve her sahnesi merak uyandırıcı. Bu ailenin Faslı hizmetçilerine karşı takındıkları tavır izlerken insanı rahatsız ediyor ve zenginliklerinin altında yatan kibirlerini de gözler önüne seriyor. Aile içi sevgisizliği, vurdum duymazlığı, sınıfsal farklılığı, egoyu tam anlamıyla hissettiren bir film. Ben beğenerek izledim ve tavsiye ederim izlenmesi gereken bir yapım.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder