17 Eylül 2019 Salı

She's Gotta Have It





Spike Lee’nin 1986 yapımı aynı ismi taşıyan filminden uyarlanan bir dizi. Siyahi bir kadın olan Nora’nın özgürce yaşamaya çalışmasının hikâyesi. Özellikle siyahi olduğunu belirttim çünkü dizinin ikinci sezonu tamamen bunun üzerine kurulu. İlk sezonda ağırlıklı olarak üç sevgilisi ile olan ilişkisi üzerinde duruluyor. Nora bir tanesi ile yetinemiyor, çünkü ne istediğini bilmiyor. Ataerkil tavırları bir adam mı, seksi bir fotoğrafçı mı, yoksa sadece eğlence için vakit ayıran komik bir adam mı?


Üç sevgilisini de bazı konularda deniyor. İlişkide ki tavırları Nora için önemli ve nasıl birisi ile olmak istediğini bulmakta yardımcı olacak. Mesela oldukça kısa şık bir elbise giyiyor ve onlarla gece dışarı çıkıyor. Biri çok seksi bulup onunla görünmekten hoşlanıyor, diğeri bacaklarının üzerine ceketini atmaya çalışıyor. Nora’nın cevabı ise şahane; etekle baş edemiyorsan bu senin sorunun, benim değil.


Nora aynı zamanda şahane bir ressam. Yaptığı resimler harika ama henüz istediği gibi keşfedilememiş. Bu yüzden geçinmek için bazı işlere giriyor. Öğretmenlik yaptığı bölümü bence izlemelisiniz. Onun eğitim anlayışı pek okullara uyacak gibi değil.


İkinci sezonda lezbiyen bir ilişki yaşıyor ve tek eşli. Ama onun ilişkiye bakış açısı ve sevgilisinin ki pek uyumlu olmuyor maalesef. Daha çok sanata yönelmeyi seçiyor Nora. Fotoğrafçılığı da denemeye başlıyor. Bu arada ilk sezonda ki sevgilileri ile de bağı kopmuş değil. Onlar yine bir şekilde hayatında ve sanatına da katkıları sürüyor. Bu arada filmin en güzel yanı bol bol sanat eseri görmek ve modern sanatın abartılan taraflarına da arada dokundurması.
Feminizm, bol bol sanat, müzik, dans ve aşklarla dolu harika bir dizi. Ben severek izledim ve netflix de dahil olmak üzere çok rahat bulabileceğiniz bir yapım. Bence kaçırmayın, özellikle hanımlar.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder