Spike Lee’nin
1986 yapımı aynı ismi taşıyan filminden uyarlanan bir dizi. Siyahi bir kadın
olan Nora’nın özgürce yaşamaya çalışmasının hikâyesi. Özellikle siyahi olduğunu
belirttim çünkü dizinin ikinci sezonu tamamen bunun üzerine kurulu. İlk sezonda
ağırlıklı olarak üç sevgilisi ile olan ilişkisi üzerinde duruluyor. Nora bir
tanesi ile yetinemiyor, çünkü ne istediğini bilmiyor. Ataerkil tavırları bir
adam mı, seksi bir fotoğrafçı mı, yoksa sadece eğlence için vakit ayıran komik
bir adam mı?
Üç sevgilisini
de bazı konularda deniyor. İlişkide ki tavırları Nora için önemli ve nasıl
birisi ile olmak istediğini bulmakta yardımcı olacak. Mesela oldukça kısa şık
bir elbise giyiyor ve onlarla gece dışarı çıkıyor. Biri çok seksi bulup onunla
görünmekten hoşlanıyor, diğeri bacaklarının üzerine ceketini atmaya çalışıyor. Nora’nın
cevabı ise şahane; etekle baş edemiyorsan bu senin sorunun, benim değil.
Nora aynı
zamanda şahane bir ressam. Yaptığı resimler harika ama henüz istediği gibi
keşfedilememiş. Bu yüzden geçinmek için bazı işlere giriyor. Öğretmenlik yaptığı
bölümü bence izlemelisiniz. Onun eğitim anlayışı pek okullara uyacak gibi
değil.
İkinci
sezonda lezbiyen bir ilişki yaşıyor ve tek eşli. Ama onun ilişkiye bakış açısı
ve sevgilisinin ki pek uyumlu olmuyor maalesef. Daha çok sanata yönelmeyi
seçiyor Nora. Fotoğrafçılığı da denemeye başlıyor. Bu arada ilk sezonda ki
sevgilileri ile de bağı kopmuş değil. Onlar yine bir şekilde hayatında ve
sanatına da katkıları sürüyor. Bu arada filmin en güzel yanı bol bol sanat
eseri görmek ve modern sanatın abartılan taraflarına da arada dokundurması.
Feminizm, bol
bol sanat, müzik, dans ve aşklarla dolu harika bir dizi. Ben severek izledim ve
netflix de dahil olmak üzere çok rahat bulabileceğiniz bir yapım. Bence
kaçırmayın, özellikle hanımlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder