14 Nisan 2016 Perşembe

Brokeback Mountain


Arka Pencere dergisinin bu haftaki yani 318.sayısında bu filme dair bir yazı vardı.Sonu da ekşisözlük de yazılan bir yorumla getirilmişti ;
‘’Biz ne zaman heteroseksüel ilişkiyi mutlak ilişki biçimi olarak görmekten vazgeçersek,bu film de o zaman klişe olur’’
Tabii beni aldı bir merak,filmden haberim vardı ama hiç merak etmemiştim.Baktım 3 Oscar , ayrıca alınan farklı 100 ödül daha izlemezsem ayıp deyip başladım.Abartılı bir eşcinsel filmi bekliyordum açıkcası ama hiç öyle olmadı.Bildiğin senede bir gün tadında buluşan iki aşık adam ve onların sorunları çıktı karşıma.Kesinlikle cinsel sahneleri abartılı değildi,neredeyse sadece öpüşüyorlardı hatta.Bu film adamların aralarındaki aşkla almış o kadar ödülü.Özellikle sonu neydi öyle yaa resmen sıradan bir romantik filmi gibiydi çok güzeldi.Ayrıca birisinin karısının durumu anlaması ve ses çıkartamaması üzücüydü.Karşısındaki kadın olsa yapacak bir şeyler bulabilir belki ama erkek olunca resmen çaresiz kalıyor.Bence izlenilebilir güzel bir tavsiye ederim.
Konusu ;
Ennis ve Jack aynı işe başvururlar ve ikisi de kabul edilir.Görevleri bir sürüyü dağa götürüp otlandırmak ve gece yabani hayvanların sürüye saldırmasını engellemek.Beraber dağda sürüye göz kulak olurlar ve haftada bir erzaklarını getiren adam haricinde kimseyi görmezler.Aralarında bir gece bir anda gerçekleşen cinsel çekim sonrası birlikte olurlar.Ennis başta pişman olsa da kendine engel olamaz ve şehre dönene kadar birlikte olmayı sürdürürler.Şehre dönünce Ennis sevgilisi ile evlenir ve Jack ile 4 yıl görüşmezler.Bir gün Jack den bir kart gelir ve çok sevinir yıllar sonra onu göreceğine.İlk buluşmalarında dayanamayıp öpüşürler ve Ennis karısı onları görür.Beraber tanıştıkları Brokeback dağına gidip kamp kurarlar ve ailelerine balığa gittiklerini söylerler.Bunu alışkanlık haline getirip sene de bir kaç kez buluşmaya başlarlar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder