12 Mayıs 2016 Perşembe

Guruldayan Kalpler

Bu filmi sevdim hatta filmde kullanılan sanat atölyesinin ‘ucube heykel’ davası ile gündeme gelen Mehmet Aksoy’a ait olduğunu duyunca daha bir sevdim.Devin Özgün Çınar ve Necip Memili’yi severdim ama film sayesinde Algı Eke’yi de sevdim. .Her komedi filminde bir yerlerden mutlaka fırlayan Fırat Tanış’ı görmekten bıkmış olmama rağmen sevdim düşünün artık.Ne sanatçıyı neden sanattan anlamayan insanları aşağılamadan eğlendiren senaryosunu da sevdim.Karısının yemek yapıp getirdiği tencereyi heykele dönüştürüp eve getiren kocayı , kocasına heykeller hakkında soru bulamayınca bu demirlerin size gelişi ne diye soran kadını ,eseri satabilmek için gidip sanat akımlarının kelime anlamlarını ezberleyen hırsızlarını ayrı ayrı pek bir sevdim.Çok güzel detaylar ve komik diyaloglarıyla ben pek bir sevdim anlayacağınız bu filmi.Tek kötü yanı filmin sonunun biraz havada kalmasıydı.Aslında hurdacılar bölümünde güzel bir mesajla bitiyor ama işte alışık olmayınca detaylı son istiyor insan.Bence eğlenceli bir film , özellikle Algı Eke’nin sarhoş olduğu bölüm kaçmaz.
Konusu ;
Yaşar çalıştığı inşaattan kovuşunca günübirlik işlere gitmeye karar verir.Mahalleden iki adam hurda toplayacağız diye kandırıp sanat atölyesi soymaya götürür onu.Sanatçı bir anda gelince korkup kaçan Yaşar , havuza düşer.Atölyenin sahibi Hülya çıkmasına yardım eder ve kandırıldığını söyleyince inanır ve ona iş teklif eder.Yaşar iş bulduğu için çok mutlu olur ve ertesi hemen gider atölyeye.Hülya’ya heykel yapımında yardım edip,getir götür işlerini yapacaktır.Yaşar’ın sanat ile tanışması ailesi , hatta mahalle üzerinde bile bir etki yaratacaktır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder